BİTLİS NEWS (SAĞLIK) - Özel Tatvan Can Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Osman Özdemir'in yazısı şöyle;
Kendi kendinin doktoru ol!
Psikolojide bu ifade çok geçer. Kendim baş etmek istedim, istersen iyileşebilirsin, takma, moralini bozma, numara yapıyorsun gibi ifadeler karşımıza çok çıkıyor.
Peki, insan gerçekten kendi kendisinin doktoru olabilir mi? Yoksa bu söz sadece bir efsaneden mi ibarettir?
Bana gelen hastalardan da kendi çabasıyla hastalıktan daha az etkilenen kişiler gördüm. Bunlar hastalığı çabuk anlayan bir grup. Bu konu sadece üniversiteli olmasıyla ilgili bir konu değil. Nasıl ki bazı insanlar güzel resim yapar; güzel yemek yapar; iyi sporcudur veya sesi güzeldir…
Benzer şekilde bazı insanlarda psikolojik hastalık yaşar ama bunu çabuk atlatabilme yeteneğine sahiptir. Uzmanlardan destek alarak ve konuyu doğru şekilde araştırarak daha çabuk ve daha az şiddetli atlatabiliyor.
Bu konu zor olsa da psikoloji de evet insan kendi kendisinin doktoru olabilir. Ama bunun için neredeyse bir ömür adaması gerekir.
Tabii ki ben abartarak söyledim ama aynı zamanda zor olduğunu da vurgulamak istiyorum.
Ben yaklaşık onbeş yıldır psikoloji ile uğraşıyorum. Son birkaç yıldır bu alanda yoğunlaştım. Yeni yeni kendi kendimin doktoru olmaya başladığımı düşünüyorum.
Peki, psikolojide kendi kendisinin doktoru olmak ne demek? Öncelikle psikolojinin ne ile uğraştığını konuşmak gerekir. En basit ifadeyle biz moral uzmanıyız. İnsanın morali bozulunca bize gelir. Bazen bu moralsizliğe korku; bazen öfke eşlik eder.
Yani biz duygularla uğraşıyoruz. Sevinmek, üzülmek, korkmak, heyecanlanmak, sinirlenmek-öfkelenme. Aslında birkaç tane temel duygumuz var.
Normalde bir insan “doktor bey ben fazla neşeliyim” diye gelmez. O başka bir konu. Çoğunlukla olumsuz negatif duygular kişiyi bize getirir. Çoğunlukla yaşadığımız olaylar bize kötü gelir. Ya yakınlarımız, arkadaşlarımız, akrabamız ve ya eşimizle yaşadığımız tatsızlıklar bizi üzer ya da ekonomik konular. Bizi etkileyen çok mesele olabilir. İşte psikoloji tam da burada devreye girer. Psikoloji hayatı idare etme sanatıdır. Ve bu sanatı yapabilen çok az insan vardır. Bunun anahtarı da insanı anlamaktır. Ama insanı anlarken önce kendini anlaman gerekir. Zaten morali bozulanlar çoğu kendini anlayamayan insanlardır.
Evet, çemberi biraz daha daraltarak anlatacak olursam insan kendi moralini nasıl dengede tutabilir.
Çünkü moral bozulunca insan çalışmak istemez, konuşmak istemez, kendine bakmak istemez ve hayattan kopabilir. Psikoloji hayattan bağını koparmamak için gereklidir.
Öğreneceğimiz şeylerden başında “ Kendi kendini sakinleştirebilmek” gelir. Bir başka ifadeyle “daha az kırılgan olmak” gerekir. Bütün mesele hemen üzülmemek, hemen korkmamak ve hemen sinirlenmemektir. Bunları sağlayabilmek için yaşadığın olumsuz olayları idare etmeyi öğrenebilmen gerekir. Daha az kırılan, daha az üzülen ve daha az sinirlenen insanların psikoloji daha iyidir. Evet, ama bunu nasıl öğrenebiliriz? Belki başka bir yazıda.
Psikiyatri Uzmanı Doçent Doktor Osman Özdemir. Özel Tatvan Can Hastanesi
