Van Gölü üzerindeki eski feribotlar var ya, onlardan birini işte.
Zamanında restore edilerek, turistik amaçla kullanılmak üzere tahsis ya da hibe edilmiş belediyeye.
Belediye değerlendirmiyor, satıyor.
Açık artırmayla satılacak.
Muhammen bedel 8 milyon 316 bin.
Piyasa değerinin çok çok üstünde bir rakam bu.
Parçalanıp hurda olarak satılacak.
Hurda fiyatı belli, işçilik belli, maliyet, kar-zarar belli.
Bu fiyata biri alır, her yerden kısar, işi yaparsa ortalama 2 milyon civarında bir zarara uğrar.
Kaba bir hesap bu tabi.
Yani şunu soruyorum;
Neden böyle fahiş bir fiyata ihaleye çıkılıyor?
Kimse almaz, alamaz.
Ki ihale yarın öğleden sonra ve sadece bir şartname alınmış, o da teminat yatırmış mı bilmiyorum, muhtemelen yatırmamıştır.
Kimse alamasın diye mi bu fiyata ihaleye çıkıldı?
Taktiğinizi deşifre edeli çok oldu ama hala aynı numarayı çekiyorsunuz.
Benzerini üst-alt yapı, kiralama, hizmet alımı vs. bütün işlerde yapıyorsunuz.
Mesela asfalt yapılacaksa kimsenin yapamayacağı fiyattan açık ihaleye çıkarıp, kimsenin alamamasını sağlıyor, açık ihaleleri iptal ettirip ardından "İşi acil yapmamız lazım" diyerek ihaleye çıkardığınız fiyatın çok üstünde bir rakamla davetiyeli verdiniz.
Spor tesislerinde aynı şeyi yaptınız, kimsenin yapamayacağı rakamla ihaleye çıktınız, kimse gelmedi iptal ettiniz, ihaleye çıkardığınız meblağın nerdeyse 4 katına davetiyeli verdiniz.
Falan filan.
Tabi bu ve diğer işlerin bütün detaylarına, kime, neye karşılık, nasıl verildiğine, ne yapılıp ne yapılmadığına, ben uygun gördüğüm zamanda, kamuoyu huzurunda beraber bakacağız.
Bunun kaçarı yok biliyorsunuz.
O işleriniz çok sıkıntılı.
Yanlış yapmamış, dürüst iş yapmışsanız ben size hiçbir şey yapamam.
Ama yanlış yapmışsanız, işinizde dürüst değilseniz ben Hak'ka hizmet amacı, emri bil maruf, nehyi anel münker görevi saikiyle karşınıza dikilirim.
Hak'ka diyorum ha tamamen halka değil, bir kısmına.
Çünkü halkın büyük kısmı da sizin gibi; halinden memnun, olabildiğince pragmatist, biraz riyakar ama gariban.
Tek farkınız var, halk gariban siz değilsiniz.
Gelelim gemiye.
İhaleye kimse giremeyecek, girse alamayacak, alsa teminat yakıp bırakacak.
Muhtemelen bir daha ihaleye çıkacaksınız, fiyat da indireceksiniz, manevra alanı olsun diye o kadar yüksek fiyat belirlemişsiniz zaten, yine aynı şey olacak.
Sonra ne olacak acaba?
İhale tarihinden 15 gün sonra “İdare yararı…” diyerek 2886'nın 49. maddesinin 43/2'ye atfına istinaden pazarlık usulüyle mi vereceksiniz?
Muhammen bedel şimdi 8 küsür milyon ya, o zaman 4'e falan mı inecek?
Vereceğiniz kişi belli mi?
Kendi şirketiyle mi girecek yoksa diğer işlerde kullandığı paravan şirketlerle mi?
"Demir" işinde iyisiniz, biliyorum da göreceğiz bakalım.
Bunlar gerçi küçük rakamlar, yaptığınız diğer işlerin yanında 8 milyon 4 milyon gerçekten küçük rakamlar ama yine de tarihe not düşmek lazım.
Bu arada usulsüz personel alımınız, pardon usulsüz değil "etik açıdan tartışmalı personel alımınız" ile ilgili düzeltme yapmadınız galiba.
Bilgi talebinde bulundum işleyişe uygun olarak, geri dönüş de yapmadınız.
Onu düzeltin bence.
Ha unutmadan işin diğer tarafındakiler için de iki satır ekleyeyim.
Bu işler sıkıntılı.
Yüz milyonlarca liradan bahsediyoruz.
Elbette ki beraberinde ciddi bir rant ilişkisi oluşturmuştur ve dolayısıyla çok kişinin tekerine çomak girer.
Ola ki girerse, ben bir gazeteciyim, görev tanımım belli, işimi yapıyorum, her türlü cevap hakkınız ve yasal yolları deneme hakkınız saklıdır, sonuna kadar kullanabilirsiniz, aleyhime sonuç çıkarsa bile kesinlikle saygı duyarım.
Onun dışında;
Sakın ola g… başınız oynamasın, tersimdeyim zaten, bana bir şey yapabilmek haddiniz değil, ama benim yapabileceklerimin sınırlarını tahmin bile edemezsiniz.
Bu üslup için de kimse kusura bakmasın, yaşadığınız dünyanın kuralı bu.
