Yazının başlığı Türkçe bir deyimin Bitlis’in yerel ağzıyla söylenişidir, öküz altında buzağı aramayalım lütfen.
Zira konumuz ve konunun arka planı bence daha önemli.
Herkesin herşey güllük gülistanlıkmış gibi bayram mesajları paylaştığı bir günde can sıkıcı bir yazı yazmamı gerektiren konu şu;
Tatvan Belediyesi iki gün önceki meclis toplantısında bazı cadde ve sokakların isimlerini değiştirdi.
Tatvan ile Bitlis arasındaki yolun neredeyse tamamına ‘Recep Tayyip Erdoğan Caddesi’ adı verildi.
Ama konumuz o değil, ondan da vahim.
Tatvan merkezdeki Eski Ahlat Yolu Caddesinin adı değiştirilerek AKP’li Bitlis milletvekili Cemal Taşar’ın adı verilmiş.
Şaşırdım.
Ne alaka?
Üçüncü beşinci sınıf ülkelerde değil de demokrasi sorununu az çok aşmış yerlerde sokaklara, caddelere, mahallelere, meydanlara falan isim verilirken bazı kriterler gözetilir.
İsmi verilen kişinin ya dünya evrensel mirasına yadsınamaz bir katkısı olmuştur ya önemli bir figürdür, dünyayı ya da en azından adı verildiği yerin sağını solunu etkilemiştir bir şekilde ve en önemlisi hayatta değildir, kendisi de yaptıkları da tarih olmuştur.
Örneğimizde hangi özellik var?
Hiçbiri yok.
Aksine verilmemesi için bir dünya sebep var.
İki dönem AKP’den Bitlis milletvekilliği yapmış Cemal Taşar’ın memleketimize ne katkısı olmuş?
Birinci vekillik dönemi 2007-2011 yılları arasındaydı.
Dönemin Tatvan Belediye Başkanı Abdullah Ok idi ben de onun danışmanıydım.
Cemal Taşar’ın iktidar vekilliği gücünü kullanarak Tatvan’a nasıl bir ambargo uyguladığını, belediyeyi nasıl işlemez hale getirdiğini, memlekete ne sıkıntılar yaşattığının bizzat şahidiyim.
Ben şahidim diyorum ama zaten kendisi de son belediye seçiminde yaptığı her toplantıda alenen AKP’ye oy verilmemesi durumunda aynı baskıyı uygulamak, belediyeyi işlevsiz hale getirmekle tehdit etti defalarca kez.
Kendi partisine oy verilmemesi durumunda memleketi 50 yıl geriye götürmekle tehdit eden sayın vekilin adı herhalde bunun için verilmiş olamaz.
Peki bu dönemde yani 2018’den bugüne memlekete ne gibi hizmetleri oldu?
Ben kentin milletvekili olması dışında bir katkısına şahit olmadım.
Milletvekili olmak da bir hizmet değil.
Ödediğimiz vergilerle bu ülke şartlarında muazzam sayılabilecek bir rakamda maaş alıyor yani vergilerimizle maaş verip hizmet satın alıyoruz kendisinden.
Milletvekilliği sıfatıyla yapması gereken hizmetler zaten vergilerimizle satın aldığımız bir hizmet yani bir lütuf değil.
O hizmeti de sağlıklı alabiliyor muyuz? Hayır.
Hangi özelliğe binaen verildi sayın vekilin ismi, sayın belediye başkanından bu konuyla ilgili bir izahat gelse makbule geçer.
Zira;
Söz konusu kararın alındığı meclis toplantısı sonucu halkla paylaşılmadı.
Büyük küçük her türlü işi basına servis eden Tatvan Belediyesi ilginç bir şekilde bu konuyu basınla paylaşmadı.
Sadece yandaş ajanslardan birine haber servis edildi ve orada da sadece Erdoğan’ın isminden bahsedildi.
Bir sokağa Cemal Taşar’ın isminin verilmesi konusu kamuoyundan niçin saklanıyor?
Yaptığınızın yanlış olduğunu bildiğiniz için mi paylaşmıyorsunuz bu bilgiyi?
Yoksa yaptığınızdan mı utanıyorsunuz?
Halkla paylaşmaktan utandığınız bir işi niçin yapıyorsunuz?
Zorla mı yaptırdılar?
Bu sorulara istiyorsanız cevap verebilirsiniz, vermeyebilirsiniz de, siz bilirsiniz.
Nasıl olsa herkes cevabını tahmin edebiliyor.
Özetle;
Birincisi yukarda anlatmaya çalıştığım gibi yaptığınız iş doğru değil, yerleşik teamüllere aykırı, şık değil, etik değil.
İkincisi;
Değişiklik kararını aldığınız Tatvan Belediyesi Meclisi meşru bir meclis değil.
Halkın oyuyla seçilmiş belediye meclis üyeleri açığa alındı.
Mecliste azınlık olan, yani halktan az oy alan siyasi partinin meclis üyeleri tek var mecliste, halk iradesini yansıtan bir meclis yok.
Halkın iradesinin alınan kararlara yansımadığı bir meclisin aldığı kararlar zaten meşru değil.
İki yönüyle de yanlış bir karar almışsınız.
Yanlış karardan dönecek misiniz?
Tabi ki hayır.
Sayın Taşar’ın yerinde olsam bu karara müsade etmezdim, tabi eğer kendisi talimat verip benim adımı verin dememişse.
Sayın vekil ve sayın başkan, bu konuda kafamızda soru işareti bırakmayacak şekilde bir açıklama yaparsanız biz de bu konuyu kapatırsak sevinirim.
Zira böyle sinek gibi aslında ama mide bulandıran konularla zaman kaybetmek istemiyorum.
Yazmam gereken çok daha ciddi, çok daha mide bulandırıcı konular var.
Ben milyonluk ihalelerin perde arkasındaki rüşvet trafiğini çözmeye çalışırken bu yazı hakikaten zaman kaybı oldu.
Ağzına yüreğine sağlık kardeşim...