BİTLİS NEWS (BİTLİS) - DEM Parti Bitlis Milletvekili Semra Çağlar Gökalp Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla ortak yürüttüğü “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi protokolü kapsamındaki uygulamaları Milli Eğitim Bakanına sordu.
Gökalp'in soru önergesi şöyle;
"Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla ortak yürüttüğü “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi protokolü kamuoyundaki tüm tepkilere karşın uygulanmaya devam ediyor. Pedagojik ve bilimsel ilkeler ile bağdaşmayan içerikteki projelerle öğrencilere milli, manevi, ahlaki, insani ve kültürel değerlerimizin benimsetilmesinin amaçlandığı iddia edilmektedir.
Proje kapsamına tüm lise, ortaokul, ilkokul ve anaokulları ile il merkezi ve ilçelerde bulunan tüm cami ve Kur’an kurslarını girdiği bilinmektedir. Milli Eğitim Müdürlükleri ve İl Müftülükleri aracılığıyla okullara ‘manevi danışman’ sıfatıyla pedagojik eğitimi bulunmayan, imam hatip, Kur’an kursu öğreticileri görevlendirilmektedir.
Basına yansıyan bilgilere göre; Bitlis’in Hizan ilçesinde Nurs Ortaokulu 7’nci sınıf öğrencilerine “hac ibadetini öğretmek” amacıyla sınıfa Kâbe’yi temsilen bir maket konmuş ve bu maket etrafında tavaf eden öğrencilere daha sonra sınıfta şeytan taşlama provası da yaptırılmıştır. Basında çıkan görüntülerde de görüldüğü üzere öğrenciler şeytan taşlama provası kapsamında sınıf duvarlarına taş fırlattığı görülmektedir.
Bu bağlamda;
Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ortak yürüttüğü 'Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum' projesi, laik ve bilimsel eğitim ilkelerine uygun bir şekilde mi uygulanmaktadır?
ÇEDES projesi kapsamında okullarda “eğitim” veren kişiler hangi kriterlere göre seçilmektedir? Bu kişiler pedagojik formasyon eğitimi alıp almadıkları yönünden incelenmekte midir? Böyle bir kriter yoksa Bakanlığınıza bağlı okullarda eğitimci olarak görev yapan kişilerden bu kriteri sağlamasının beklenmesi çelişki değil midir? Eğitmen olabilmenin koşulu olan pedagojik formasyon eğitimi almış olma kriterini kaldırmayı düşünüyor musunuz?
Projede yer alan 'manevi danışman'lık rolü üstlenen imam hatip ve Kur'an kursu öğreticileri, pedagojik eğitim almadan öğrencilere yönelik psikolojik destek sağlayabilir mi? Bu kişilerin manevi danışmanlık yapabilecek yeterlilikte olduğu nasıl belirlenmektedir?
ÇEDES projesi kapsamında dini içerikli projelerin resmi eğitim kurumlarında uygulanması ihtiyacı nereden hâsıl olmuştur?
Bu projelerin sadece tek din ve tek mezhep üzerinden yürütüldüğü göz önüne alındığında farklı din ve mezhep inancına mensup ailelerin çocukları üzerindeki duygusal ve düşünsel etkileri ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Eğitim kurumlarında dini içerikli etkinliklerin yer alması, farklı dini inançlara sahip olan öğrencilerin dışlanmasına veya ayrımcılığa yol açabileceği riski bu örneklerde karşımıza çıkıyor. Bunu önlemeye dair geliştireceğiniz bir uygulama var mıdır?
Dini içerikli faaliyetlerin, okul ortamında değil, dini kurumlar veya aile tarafından yürütülmesi gerekirken Bakanlığınıza bağlı eğitim kurumlarının bu görevi üstlenmede ısrar etmesinin sebebi nedir?
Projede yer alan faaliyetlerin, öğrencilere dinin dayatılması olarak algılanma riski yok mu?
Bu tür etkinliklerin öğrencilerin din ve vicdan özgürlüğünü ihlal edebileceğini düşünmüyor musunuz?
Bitlis’in Hizan ilçesinde Nurs Ortaokulu’nda bahsi geçen çalışmayı kim veya kimler düzenlemiştir? Bu uygulama yapılmadan önce öğrencilerin velilerinden izin alınmış mıdır?
11-13 yaş aralığındaki bu çocukların şeytan taşlamayı öğrenmelerini hangi açıdan faydalı bulmaktasınız?
Soyut düşünme yeteneği tam olarak gelişmeyen 11-13 yaşlarındaki çocuklara soyut bir varlığı, somut bir gerçekliği varmış gibi göstermenin çocukların hayal dünyasında karmaşa yaratabileceği, başa çıkamayacakları bir yük yükleyebileceği, kötü olarak nitelendirilen her şeye karşı şiddet kullanmaya meyledebilecekleri gibi riskler değerlendirilmiş midir?
ÇEDES projesinde yer alan faaliyetlerin, gerek içerikleri anlamında gerekse de proje muhattabı vakıf ve derneklerin mahiyetleri anlamında öğrencilerin bilimsel düşünme ve sorgulama yeteneklerini engellediğini düşünmüyor musunuz? Bilimin ve akıl yürütmenin önemi göz ardı ediliyor mu?
Laik eğitim ilkesine bağlı kalarak, dini içerikli etkinliklerin eğitim kurumlarında yer almasını nasıl engelleyeceksiniz ve öğrencilerin dini özgürlüklerini nasıl güvence altına alacaksınız?